Sevdiğim kitaplar ve kahramanları

Arturo Bandini kadar bile yetenekli biri değilim.Fante bile beni adam yerine koymazdı.Hep özendim ama olmadı.Sanırım amatör bir yazar olamayacak kadar kötüyüm.Ama fena okumuyorum.Okuduklarımı tavsiye ediyorum dersem ukalalık olur.Beni etkileyen kitaplar ve o kitapların kahramanları diyelim.

28 Ocak 2010 Perşembe

KÜÇÜK PRENS/Antoine De Saint-Exupery


Hayatımda dönem dönem okuduğum,her seferinde başka bir tat,başka bir hayat dersi aldığım bu kitap,aslında sanılanın aksine bir çocuk kitabı değil.Aslında bir "büyük" kitabı da değil.Bence bu yaşı kaç olursa olsun içinde çocuk ruhu taşıyanların kitabı.Bence sonu o kadar acıklı bitiyor ki her seferinde çok hüzünleniyorum.Benim kahramanım o.Hayatta olmak istediğim insan.Bir kere o bir prens.Astroid B612'nin prensi.Akıllı,gözüpek bir gezgin.Dürüst ve hassas.Bir güle,bir koyuna ve bir insana aynı değeri verecek kadar naif."Çocuklar,büyükler karşısında herzaman sabırlı ve anlayışlı olmak zorundadır"diyecek kadar kendine güvenli.Kitap,Küçük Prens'in çölde uçağı düşen yazarla karşılasması ve yazara hayatını anlatması ile başlıyor.Okudukça biz de yazar kadar ondan etkileniyoruz ve onunla hep arkadaş kalmak istiyoruz.Çünkü o bize bir zamanlar olduğumuz ama şimdi unutmaya başladığımız çocukluğumuzun saflığını hatırlatıyor.Aslında bu saflığı kaybettikçe ölüyoruz.Küçük prens benim hayattaki kahramanım ama kitaptaki kahraman,yazar Antoine De Saint-Exupery.Bir savaş pilotu,yazar,maceracı ve gezgin.Böyle bir kitabı yazabilecek kadar çocuk ruhlu bir büyük.Uçmaya aşık bu insan bir uçuşunda çölü geçerken kayboluyor.Belki de yolda ona rastlamıştır ve B612 ye gitmiştir.
Küçük Prens diyor ki;
"Çocuklar,büyükler karşısında herzaman sabırlı ve anlayışlı olmak zorundadır"
"Kelebeklerle tanışmak istiyorsam bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım"
"İnsan herkesten verebileceklerini istemeli.Bir otoritenin kabul görmesi mantıklı olmasına bağlıdır"
"Eğer kendini yargılamayı başarabilirsen,o aman gerçek bilgeliğe ulaşmışsın demektir"
"Sözler yanliş anlamaların kaynağıdır"
"İnsan yalnız yüreği ile doğruları görebilir.Asıl görülmesi gerekenleri gözler göremez"

26 Ocak 2010 Salı

KIZIL NİSAN/Santiago Roncagliolo


Roman Peru'da geçen uçuk bir polisiye.Fena sürükleyici,bol kanlı.Birçok arıza karakteri barındırıyor.Yazar Santiago Roncagliolo,Peru'lu,bol ödüllü genç bir yazar.Bu kitapla en çok konuşulan Latin yazarlardan biri haline gelmiş.Öykü bir anti-kahraman olan savcı yardımcısı Felix Chalcaltana Saldivar'ın bir seri cinayet davasını üstlenmesi üzerine gelişen olayları anlatıyor.Hikaye hiç sarkmadan çok heyecanlı bir şekilde işlenmiş.Kitabın kahramanı;başta suya sabuna dokunmayan,takıntılı savcı yardımcısı.Olaylar geliştikçe,o içine kapanık kahraman,yavaş yavaş kabuğunu kırıyor ve en pasif,çekingen insanın bile baskı altında nasıl bir kahramana dönüştüğünü gösteriyor.Yazar gerçekten başarılı.Ama beni en çok etkileyen sevgilisine yazdığı ithaf yazısı;Rosa'ya,çünkü sen neredeysen ben oralıyım.

25 Ocak 2010 Pazartesi

HİNDİSTAN BENİ ÇAĞIRDI/Neslihan Kayalar


Yol denillen şey bazen bir yaratık,bazen bir melek,bazen bir şeytanmış.Her"ne"ise;zalim,yorucu ve çatallı bir dili varmış.Vazgeçirmek,zorlamak,alt etmek en büyük keyfiymiş.
Neslihan Kayalar için yolun tarifi bu.Bu tarifi yapan gezgin de tabi ki yolculuğuna bir uçak koltuğunda başlamıyor.O,bu Hindistan yolculuğuna İstanbul'dan bir otobüs koltuğunda başlıyor.Üç hafta süren bu yolu otobüsle,minibüsle,bisikletle ve yürüyerek yapıyor.Okuyucuya masalsı bir Hindistan yolculuğu anlatıyor.Kitabın kahramanı tabiki bu gözü kara,tutkulu,korkusuz kadın.Yol boyu hiç de kolay olmayan bu yolculukta doğu ülkelerine özgü birçok zorlukla karşılaşsa da,birçok moral bozukluğu yaşasa da hiç yılmıyor.Mutlaka okunması gereken bir gezi kitabı.

17 Ocak 2010 Pazar

SOKAK SANATI/Şinasi Güneş


İNSANLIK ÖLMEDİ SOKAKLARDA YAŞIYOR.Kitap bu duvar yazısıyla başlıyor.Muhalefetin hası hep sokaklarda yapılmıştır.Sokağın muhalif dili ise graffiti,stensil ve posterlerdir.Dikkat ederseniz kapıdan çıktığımız her gün bu sanatla daha çok karşılaşıyoruz.Yepyeni ve halkın dilini kullanan,hızlı bir sanat ortaya çıktı.Banksy gibi fenomen sanatçılar sayesinde sokak sanatı modern sanat müzelerinde sergilenmeye başlandı.Kitapta kendisi de bir sanatçı olan Şinasi Güneş sokak sanatının ülkemizdeki geçmişini,geçirdiği evreleri,başarılı uygulayıcılarını tanıtıp örnekler veriyor.Sokağın dilinin zekasına ve gücüne hayran kalacaksınız.İnsanlar sıcak yataklarında yatarken adını soğuk kaldırımlara yazan tüm sokak sanatçıları aslında boyalarla savaşan SAVAŞÇILARdır.

1 Ocak 2010 Cuma

LAS VEGAS'TA KORKU ve NEFRET/Hunter S.Thompson


İki torba ot,75 adet meskalin hapı,5 çarşaf kurutucu asit,kokain dolu bir tuzluk,çeyrek galon tekila,bir koli bira,bir parça ham eter ve iki düzine amil.Bütün narkotik polislerinin gözlerini fal taşı gibi açacağı, bulunduranların toplu uyuşturucu kaçakçılığından yıllarca hapis yatmalarına yol açacak bütün bu malzeme aslında kitabın iki kahramanının kısa bir Las Vegas gezisinde yanlarında götürdükleri ama yol boyu yetip yetmeyeceğinden şüphelendikleri miktar.Raoul Duke ve Dr Gonzo uyuşturucu aleminde yüzerken arada da ulusal bir uyuşturucu konferansına da katılıyorlar.Filmi de çekilen romanın baş rollerini Johnny Depp ve Benicio Del Toro oynamıştı.Bence mutlaka okunması gereken bir kitap.Üzerinizden kahramanların silindir gibi geçtiklerini hissedeceksiniz.Bu sefer kitabın kahramanı benim için yazarı.Hunter Stockton Thompson sağlam bir şekilde uyuşturucu alemlerinde takılırken bir yandan da spor yazarlığı yapar.Uyuşturucu kullandığını saklamadığı için medya tarafından hiçbir zaman kabul görmez.Politikacılara hiçbir zaman yalakalık yapmamış,fırsat buldukça onlarla dalga geçmiştir.2005 de 67 yaşındayken fazladan 17 yıl yaşadığını düşünüp kafasına bir kurşun sıkıp intihar etmiştir.